Kur’an’ın 3. suresi olan ve 200 ayetten oluşan Al-i İmran sure ile İmam Ali arasında kaynak metinlerde doğrudan bir bağlantı kurulamamaktadır. Ancak Bektaşî çevreleri bu hususu kendi usullerince delillendirmektedirler. Bazı hadis kitaplarında İmam Ali’nin Al-i İmran olarak tanımlanmasına ışık tutabilecek bir hadis-i şerif mevcuttur. Bu rivayete göre Hz. Peygamber, Ali ile kendi arasındaki yakınlığı Hz. Musa ile Hz. Harun’un yakınlığına benzetmektedir. Hz. Musa ve Harun da İmran soyundan yani İmran’ın oğulları olduğuna göre mecazdan hakikate ulaşarak, Ali’nin Al-i İmran’dan yani İmran neslinden olduğunu ifade etmektedirler.
Alî’nün atası adı muhakkak bil ki İmrandur
Anun hakkında münzeldür bilürsen Âl-i İmrân’ı
Karamanlı Aynî
Ali’nin atasının adı muhakkak bil İmrandır
Âl-i İmran suresi onun hakkında inmiştir
Nokta-yı ‘ilm-i ledunnî “len terânî” mestdedir
Anun içün “sûre-i İmran’ı” gözler, gözlerüm
Azbî Baba
“İlm-i ledün noktasında “göremezsin beni” yâni Mûsa mest olmuştur
Onun için gözlerim İmran neslinden olan Ali için inen İmran suresini gözler