Semah kelimesi Arapça kökenli semâ kelimesinden kelimenin sonundaki ayın (ع) harfinin Anadolu ağzında h (ح) harfine dönüşmesiyle “semah” halini almıştır. Arap dilindeki kelime anlamı; dinleme, dinleti şeklindedir.
Alevilerin ibadeti olan cem törenlerinde Saz/Bağlama ile ses bulan müzik eşliğinde, cinsiyet farkı gözetilmeksizin, kadın erkek birlikte ritimlere dikkat edilerek dönülen ritüel “semah” olarak adlandırılmaktadır.
Aleviler ve Bektaşîler inançlarını, felsefelerini, düşüncelerini, gelenek ve göreneklerini günümüze kadar düzenlemiş oldukları cem törenleri ve semahlar ile taşımışlardır. Cemler, Alevi ve Bektaşî topluluklarında gelenek ve göreneğe dayanan din hayatının sosyal bünyesindeki oluşumun ötesinde toplumsal, eğitsel, kültürel ve dini boyutlar taşımaktadır. Alevi ve Bektâşi dini ritüelleri ve bu dini ritüellerde yer alan, onun ayrılmaz bir parçası olan semahlar, kırkların cemine dayanmaktadır. Alevi yazma eserleri olan “Buyruklara” göre Semah; Hz. Muhammed’in kırklar meclisinde döndüğü semahın günümüze yansımasıdır. Bele bağlanan şed ve tığbent, Hz. Muhammed’in kırk parça edilmiş sarığının kırklar tarafından bele bağlanmış olmasından gelmektedir.
Cemleri ve cemlerde dönülen semahları birbirinden ayrı düşünemeyiz. Semahlar Alevi cemlerinin hangisinde olursa olsun belirli kurallar içinde dönülür ve dini bir ritüeldir. Sözlü kültür ürünleri olan semahlar, yazıya ve notaya geçirilmeden kuşaktan kuşağa günümüze değin gelmiştir. Bünyesindeki müziğin sağlamlığı ve söz bütünlüğü sayesinde günümüzde de bu özelliğini korumaktadır. Ancak gelenek gereği gizli yapılan cemler ve semahlar artık bazı çevrelerde açıkça yapılmaya başlanmıştır. Böylelikle dini temeli ve içeriği olan cemler ve semahlar maalesef seyirlik özelliği kazanmıştır.
Alevi cemlerini ve cemlerde dönülen semahları belirli kalıplar içine sokamamak gerekir. Zira genel karakterin değişmemesi rağmen, cemler ve cemlerde dönülen semahların şekli yöreden yöreye farklılık arz etmektedir. Uygulamada farklılık olmasına rağmen verilmek istenen mesaj ve öz aynıdır. Bunu Alevi uluları “Yol bir, sürek bin bir” özdeyişi ile açıklamaktadırlar. Cemler ve semahlar kesinlikle dini bir ritüeldir ve ibadet maksatlı yapılır. Semahlar, Alevi törenlerinin hangisinde olursa olsun, katılanlar tarafından belli kurallar içerisinde uygulanır ve sıkı bir düzenleri vardır. Alevi törenlerinin ayrılmaz parçası olan semahlar günümüzde, Hz. Muhammed’in Miracı sırsında İmam Ali başkanlığında toplanan kırklar meclisinde yapılan semahı anmak için yapılmaktadır. Semahlarda deyişler ve nefesler eşliğinde aşkla, coşkuyla dönülmektedir. İlahi aşkla yapılan bu dönüşler, Hakk’a ve hakikate ulaşmak içindir. Semah dönen kişi, dünya kirinden arınmış olur. Yüzü ve kalbi nurlanır; sever, sevilir… Semah dönülürken, saza ve aşığın okuduğu nefese dikkat edilir. Semah dönen insan cezbeye kapılarak kendinden geçer, ayakları yerden kesilir ve semaya doğru yükselir. Burada söz konusu olan şey maddi dünyadan vaz geçmektir.
Aleviler açısından dini bir ritüel olmakla birlikte, folklorik boyutuyla Türk kültürüne, halk edebiyatına, halk müziğine hizmet etmiş ve etmektedirler. Bazı araştırmacılar Alevi törenlerinin ve semahlarının ilk şekillerinin İslamiyet’ten önce var olduğu varsayımında bulunmaktadırlar. Onların varsayımına göre Aleviler, köken olarak eski Türklerden aldıkları bu geleneklerini doğal olarak sürdürmüşler ve korumuşlardır.