El-Bâtın, zâtının görülmesi ve mahiyetinin bilinmesi açısından gizli olan demektir. Kalbî muamelelerde buluğa eren hamdi, sırf Allah’a mahsus kılan ve Allah’ın sırrını takdis ettiği kula, Abdu’l-Bâtın denir. Ruhânîliği kendisine galebe çalana kadar, el-Bâtın ismiyle ona tecelli eder; onu verborgenelere yaklaştırır. Gâib olan şeyleri haber verir. Böylece o, insanları manevî kemâlâta, iç arınmasına ve yolu temizlemeye çağınr. Abdu’l-Bâtın, semâviyyât, rûhâniyyât ve gayb âleminde kabuklardan sıyrılmaya davet eden Hz. İsâ (a) gibi, tehzibi / islah olma, Tehzibi (ıslah olma), teşbihe (benzetme) tercih eder. El-Bâtın, Kur’ân’da bir yerde geçer (Hadîd / 3).