Kategoriler

Ağaç

Ağaç kültü, Bektaşî kültüründe, Aleviler, Tahtacılar ve Yörüklerde bariz şekilde görülür. Tahtacılar geçimlerini ağaç keserek sağlamalarına rağmen, özellikle ulu ağaçlara zarar vermenin uğursuzluk getireceğine inanırlar. Muharrem ayında ve hafta içinde salı günlerinde ağaç kesmek kesinlikle yasaktır. Tahtacılar yeniden işe başlayacakları zaman ağaçlar için dua ederek başlarlar. Tahtacılar en fazla sarıçam, ladin, köknar ve ardıç ağacını, Yörükler ise, karadut, çınar ve katran ağacını kutlu sayarlar. Anadolu’daki Aleviler arasında da ardıç ve melhem ağacı kutsaldır.
Bektaşîlikte ağaç motifi, gücüyle ve ifade ettikleri sayesinde dinî bir nesne özelliği kazanmıştır. Ağaç, kutsal güçlerle yüklüyse dikey olduğu, yerden bittiği, yapraklarını kaybedip yeniden kazandığı, kendini sayısız kez yenilediği, süslü ve güzel olduğu içindir. Ağaç menâkıbnâmelerde ve genel olarak Bektaşî literatüründe insan ve kâinat, dolayısıyla kozmosu açıklayıcı bir motif olarak da kullanılır. Hacı Bektaş’ın Makâlât’ında, insan ve kâinat ilişkisi tohum ve ağaç imgeleriyle açıklanmaktadır. Ayrıca Hacı Bektaş Velî, Makâlât’ında marifet konusunu ağaç motifinden yararlanmak suretiyle dünyâ ile ilişkilendirerek anlatmaktadır.
“Ve hem dünyâda ağaçlar vardur kim başı göğdedür dibi yirdedür. Pes marifat dahi ağaç gibidür, dibi yerdedür. Pes marifat dahi ağaç gibidür; dibi müminlerün gönlindedür, başı göğden daha yukarudur.”
Pîr Sultân Abdal’ın Sivas ili Yıldızeli ilçesinin Banaz köyündeki evinin önünde duran ve kutsal addedilen değirmen taşı ve ulu söğüt ağacı hakkında pek çok hikâye anlatılagelmiştir. Bir rivayete göre Pîr Sultân bu değirmen taşını asasının ucuna takarak Horasan’dan getirmiştir. Pîr Sultân’ın, havaların iyi olduğu günlerde, ağacın altında bulunan bu değirmen taşının üstünde oturduğu ve karısı ile sohbet etmeyi çok sevdiği anlatılır. Ağacın bütünü gibi parçalarının yani dallarının, budaklarının ve yapraklarının da bereket taşıdığı düşünülmüştür. Hünkâr Anadolu’ya gelmeden önce, ateşte yanan bir dut dalını kaparak havaya fırlatır, Rum’da bulunan dervîşlere kendisinin gelmekte olduğunu bildirir. Yanan dal, Konya yakınında yaşayan ve bir dut ormanı bekçisi olan Ahmed Sultân tarafından alınır ve Bektaş’ın eşiği olacak yere dikilir ve bu dal dikilir dikilmez serpilip büyüyerek bir ağaç olur. (Gündüzöz, 2012, 107)

Kaynaklar ve bibliyografya

Soyyer, Yılmaz. 2019. Hünkâr Ansiklopedik Bektaşîlik Sözlüğü. 1. Baskı. Istanbul: Post Yayın. S. 24

Makaleyi beğendiniz mi?
Gönderiyi paylaş
Tarihinde güncellendi 8. Aralık 2023

Feedback

Ihre Meinung ist uns wichtig! Nutzen Sie unser Feedback-Formular, um uns Ihre Gedanken und Anregungen mitzuteilen.
Bu formu bitirebilmek için tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.

Geri bildirim

Görüşleriniz bizim için önemli! Düşüncelerinizi ve önerilerinizi bize bildirmek için geri bildirim formumuzu kullanın.

Bu formu bitirebilmek için tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.

Konu isteği

Alevilikle ilgili hangi konuların ilginizi çektiğini bize bildirin. Konu önerileri için formumuzu kullanın!

Bu formu bitirebilmek için tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.