1516’da Hakka yürüyen Balım Sultan, XVI. yüzyılda Bektaşiliği yeni baştan düzenleyerek bu günkü şekline kavuşturan mutasavvıftır. Balım Sultan, Hacı Bektâş-ı Velî Türbesi’nin yanında bulunan kapı kitabesinde Hacı Bektaş’ın soyundan Resul Bali’nin oğlu olarak gösterilir. Babagân Bektaşileri ise onun Resul Bali’nın değil Mürsel Bali’nin oğlu olduğuna inanmakta ve Hacı Bektaş Veli evlenmediği için onun “yol oğlu” olarak kabul etmektedir. Buna karşılık geleneğin Çelebiler kolu, yani Hacı Bektaş’ın evlendiği ve dolayısıyla kendilerinin onun neslinden geldiği iddiasında olanların temsil ettiği kol ise Balım Sultân’ın gerçekten Hacı Bektaş soyuna mensup bulunduğunu, zira Bektaşîler’in pîr soyundan gelmeyen hiç kimseye “Sultân” demediklerini ileri sürmektedir.
Babagân kolunun mürşîdi Bedri Noyan Dedebaba ise şunları söyler: Balım Sultân’ın asıl adının Hızır Bali olduğu ileri sürülür. Bektaşîliğin temel ilke ve kurumları, XIII. yüzyılda, Hacı Bektaş Velî tarafından oluşturulmuştur. Hacı Bektaş Velî, Sulucakarahöyük’te (bugünkü Hacıbektaş İlçesi) kurduğu dergâhında “Horasan Türk Tasavvuf Geleneği” temelli öğretisine göre öğrenciler yetiştirmiş ve yetiştirdiği bu öğrencileri vasıtasıyla Anadolu’nun dört bir yanına dağılmış Türkmen gruplarına ulaşmıştır. Böylece söylemine kitlesel zemin oluşturmuştur. Hacı Bektaş Velî bu stratejisi ile düşüncesini, Anadolu Türk insanının sosyal ve kültürel dünyâsına taşırken kendisi de tarihsel bir kişiliğe dönüşmüştür. XIII. yüzyıl sonrası, Hacı Bektaş Velî düşüncesi, yetkin ve karizmatik temsilcilerini kazanır.
XVI. yüzyılda Balım Sultân, Hacı Bektaş Velî sonrası Bektaşî geleneğinin ikinci büyük “pîr’i” olur. Tarih boyunca Bektaşî çevrelerde “Pîr-i Sani” olarak anılan Balım Sultân, Bektaşîlik kültürüne ait bir “Erkânname” hazırlayarak öğretiye ritüelik ve düşünsel yenilik ve düzenlemeler getirir. “Balım Sultân Erkânnamesi” ile Bektaşîliğe ait tüm uygulamalar, genel geçer, mutlak bir özellik kazanır. Bektaşî kültürünün iç yapılanışı şeklinde de ifade edilebilecek Balım Sultân Erkânnamesi’nin tanımlama ve anlamlandırma getirdiği unsurların başında, Bektaşî cem ayinleri gelir. Erkânname ile cem ayinlerinde gerçekleştirilecek ritüeller, seremoniler, dinsel pratikler, gülbankler, tercümanlar ve meydan evinin organize edilişi gibi konular bir metine bağlanmıştır. Bu uygulama ile Bektaşîlik içerisinde oluşabilecek müstakil, öznel yönelişlerin önüne geçilmeye çalışılmıştır. Yazı, son dönem Bektaşîliğinin en önemli temsilcilerinden Bedri Noyan’ın “Erkânname” adlı kitap çalışmasından alınan bir bölümdür. Bu çalışmada “ikrar” ritüeli çevresinde gelişen mitsel, ritsel ve kültsel oluşumlar anlatılmaktadır. Çalışma, Babagân Bektaşî koluna ait Balım Sultân Erkânnamesi temelli gelişen ikrar olgusunun pratik edilişi öncesi yapılan hazırlıkları ve pratik ediliş anı ile ilgili ilk detaylı metin olma özelliğini taşımaktadır. Bu bakımdan çalışma, konu ile ilgili bilim çevreleri için de önemli bir materyaldir.
Baha Said, Manisa Vâlide Camii Kütüphanesi’nde rastladığını söylediği 1315 (1897-98) tarihinde istinsah edilmiş bir yazmadan naklen Balım Sultân’ın Bektaşî şeyhlerinden Sersem Ali Baba’nın Dimetoka’da evlendiği bir Sırp prensesinden doğma olduğunu iddia etmektedir.
Bugün için bu rivayetlerden hangisinin gerçeğe dayandığını tesbit etmek imkânsız gibidir. Rivayetler, Hızır Balı yahut Balım Sultân’la Osmanlı Sultânı II. Bayezid’i sıkı bir ilişki içinde göstermektedir. Bu ilişki, Dimetoka’da doğduğu için eskiden beri buradaki büyük Bektaşî tekkesi Seyyid Ali Sultân (Kızıl Deli) Zâviyesi’ne ilgi duyan II. Bayezid’in o zaman şeyh olan Balım Sultân’la tanışması sonucu doğmuştur. Yine söz konusu rivayetlere göre Safevî propagandası Anadolu’da faaliyete geçtiği zaman II. Bayezid Balım Sultân’ı Dimetoka’daki tekkeden alarak Hacı Bektaş Dergâhı’nın başına getirmiştir.
Türk Ansiklopedisine göre de Balım Sultân’ın asıl adı Hızır Bâlîdir. Babagân Bektaşîlere göre Hacı Bektaş’ın nefes evlâdıdır. Çelebilere göre ise Hızır Lâle’nin oğlu, Resul Bali’nin oğlu, Yusuf Bali’nin oğlu, Mürsel Baba’nın oğludur. Rivayete göre Mürsel Baba, Hacı Bektaş tekkesinde bulunan Seyyid Ali Sultân adlı bir azizle Rumeli’ye geçmiş, yaşı doksana varmışken bir Bulgar kızıyla evlenmiştir. Balım Sultân bu hanımdan doğmuş ve sonra da Hacı Bektaş postuna geçmiştir.
Kazak Abdal kendisine nispet edilen bir nefeste Mürsel Baba oğlu olduğu açıkça söylenmektedir. Balım Sultân’ın Kanuni Süleyman devrinde İstanbul’a geldiği Padişahla görüştüğü, hattâ Kanuni’nin Balım Sultân’a intisap ettiği ve “Muhibbi” mahlasını bu yüzden aldığı hiçbir belgeye dayanmayan Bektaşî söylentilerindendir. Balım Sultân, Bektaşîlere göre mücerretliği kuran sofidir. Bektaşî nefes mecmualarında Balım Sultân’a ait birkaç nefes varsa da bunların ona ait olduğunu kesin olarak söylemeye imkân yoktur. Bu nefeslerden birinde Hurufilik inançları görünmekledir.