Gerek Malazgirt Savaşı akabinde, gerekse Moğol istilası ve sonrasında Anadolu’ya gelen Türkmenler, sathî bir İslam anlayışına sahipti. Şehirlerde yaygın olan Fars kültürü temelli Şii inancının etkisinden uzak kalan Türkmenler, Türkistan sahasında Sünnî medrese itikadını da benimsememişlerdi. Anadolu’da da dinî bilgileri şifahî olarak dillerini kolayca anlayabildikleri abdal, ata, dede ve baba unvanlarını taşıyan Yesevî, Kalenderî, Haydarî, Vefaî ve Babaî gibi dervîş ve şeyhlerden öğrendiler. Muhtelif tarikatlara mensup olan bu dervîşlerin Türkmenlere öğrettiği Müslümanlık, onların yaşayışına uygun, sade ve daha çok menkıbelere dayalı, tasavvufi yönü, yani duygusallığı ağır basan bir inançtı. Onlar 1240 tarihinde meydana gelen Babaî isyanının yaşattığı sarsıntı neticesinde devlet baskısının artmaya başlamasıyla, Anadolu’nun muhtelif yerlerine en çok da uç bölgelere çekilerek faaliyetlerini farklı isimler altında sürdürmeye başladılar. Rum Abdalları olarak adlandırılan bu dervîşler, kendilerine yeni faaliyet sahaları ve koruyucular bulmaya yöneldiler.
Âşıkpaşazade’nin Abdalân-ı Rum olarak ifade ettiği bu dervîşler, Osmanlı Devleti’nin kuruluşu sırasında Osmanlı hükümdarlarının yanında yer almışlardır. Halkın hafızasında ise tahta kılıçlarla harp eden, kaleler alan, bir avuç müridi ile binlerce düşmanı ezen, Müslümanlığı yayan dervîşler olarak menâkıbnâmelerde yer aldılar. Mesela Geyikli Baba denilen dervîş Bursa fethine katılmış ve Kızıl Kilise ismindeki yeri bizzat kendi müritleriyle Osmanlı topraklarına katmıştı. Abdal Musa da bu erken dönem fetihlerinde kahramanlıklar göstermiş, menakıbı dillerde dolaşır olmuştur; Doğlu Baba ise muhaberelerde gâzilere soğuk ayran dağıtarak hararetlerini kesmişti. Yine Kumral Abdal da aynı şekilde gazâlara katılan bir dervîşti. Onların bu hizmetleri devlet nezdinde karşılıksız kalmamış, Osmanlı devlet adamları da bu fethedilen toprakların bir kısmını, maiyetlerindeki dervîşlerle birlikte yerleşip zâviye açmaları için onlara bağışlamışlardı. Abdal Ata da ilk dönemlerdeki bu yerleşimci dervîşlerden biridir ve insanların maneviyatının gelişmesinde önemli katkıları olmuştur.