Üç Sünnet Yedi Farz, Aleviler arasında ve Buyruk yazmalarında sürekli karşılaşılan bir olgudur. Aleviler ve Bektaşîler inanç esaslarını İmam Cafer’e dayandırmaktadırlar. Öyle ki pek çok yazma “İmam Caferü’s-Sadık efendimizin kavl-i şerîfleri budur” ibâresiyle başlamaktadır. Metne göre İmam-ı Cafer kendi yolunda olanlardan üç sünnet ve yedi farza, Ali evladına ve Muhammed evladına bağlı kalmalarını istemektedir.
İmam Cafer’in üç sünnetle kastettikleri ise şunlardır:
- İmam Cafer yolunda olanlar dillerini kelime-i tevhidden ayırmamalıdırlar.
- Kalplerinden her türlü düşmanlığı silmelidirler.
- Hakka ve mürşîdlerine teslim olmalıdırlar.
İmam Cafer yedi farz kavramıyla şunları kastetmektedir:
- Mürşîdin nefesi Hakkın kudreti bilinmelidir.
- Sır açığa vurulmamalıdır. Zâhir ehli dinini şeytandan nasıl sakınırsa âşıklar da sırrını ve îmanını öyle sakınmalıdır.
- Sâlik / mürid mürşîdine niyâz etmelidir. Çünkü her türlü fesat / bozgunculuk hakkı unutmakla olur.
- Mürebbi (terbiye eden) hakkı söylemelidir.
- Musahip hakkını cemü’l-ceme getirmelidir (orada hesaplaşmalıdır).
- Halifeden el alınıp tövbe edilmelidir.
- Tac örtünülmelidir (takılmalıdır).
Üç sünnet ve yedi farzla inanmayanların ve inanmayanlarla dostluk edenlerin Alevi/Bektaşi yolunda “Talip” olamayacağı söylenmektedir.